Her ailenin açık, bilgilendirici ve doğru hamilelik tavsiyelerine erişmesi gerektiğine inanıyoruz.

 

Kadınların ve ailelerinin hamile kaldıklarında cevaplara ihtiyaç duyduğunu ve bu cevapları hak ettiğine inanıyoruz. Hiçbir aile, medikal randevular arasında endişelenmek veya soru biriktirmek zorunda kalmamalıdır. Hiçbir anne, doğum korkusu veya doğum sonrası depresyon nedeniyle damgalanma korkusu yaşamamalı, yalnız kalmamalıdır. Her anne ihtiyacı olan psikolojik desteğe kolaylıkla ulaşabilmelidir.

 

Türkiye, en yüksek sezaryen doğum oranlarından birine sahiptir. Bunun değişmesi gerektiğine inanıyoruz.

​

Türkiye’de sezaryen doğumun önde gelen nedenlerinden biri olan doğum korkusunu azaltmaya inanıyoruz. Doğum korkusunun doğum öncesi bakım uygulamalarını geliştirerek tedavi edilebileceğini biliyoruz. Her anne, hamileliklerini korkmadan geçirebilmeli ve mümkün olan en sağlıklı hamileliği yaşayabilmeli ve pozitif doğum deneyimi yaşamalıdır.

 

Sosyal ağlar üzerinden yapılan doğum öncesi bakım ile daha fazla kadına ulaşılabileceğine ve anne merkezli bakımı mümkün kılabileceğine inanıyoruz.

 

Sosyal ağlar sayesinde desteğe ihtiyacı olan kitlelere ulaşmanın artık daha kolay olduğunu, çevrimiçi iletişim ile yapılan sağlık müdahalelerinde; doğum öncesi bakımın çok geniş bir uygulama alanına sahip olduğunu biliyoruz. Doğum öncesi dönemde; gebelik ve doğum konusunda eğitim verilmesi, gebelikte psikolojik destek sağlanması, doğumun seyri hakkında bilgilendirme yapılması ve doğum sırasında kendini kontrol etme konusundaki eğitimin; doğum korkusunu önemli derecede azalttığını, gebeliğe uyumu arttırdığını ve en önemlisi isteğe bağlı sezaryen oranını düşürdüğünü biliyoruz.

 

Doğum öncesi annelik bakımını iyileştirmek ve geliştirmek için çalışıyoruz. Türkiye’yi dünyanın doğum tercihlerine en saygılı ülke yapmak en önemli hedefimiz. Neden mi?

 

Çünkü; her bebek, hayattaki en iyi başlangıcı hak eder.